Translate

Risale-i Nur'dan Vecizeler

mektubat yirmi dokuzuncu mektup 388
oruç çok cihetlerle hakiki vazife-i insaniye olan şükrün anahtarı hükmüne geçer

sözler yirmi üçüncü söz 290
küfür bir fenalıktır, bir tahriptir, bir adem-i tasdiktir.

mektubat yirmi üçüncü mektup 263
nasihat istersen ölüm yeter. evet, ölümü düşünen, hubb-u dünyadan kurtulur ve ahiretine ciddi çalışır.

mektubat hakikat çekirdekleri 456
zaman gösterdi ki, cennet ucuz değil; cehennem dahi lüzumsuz değil.

mesnevi-i nuriye lasiyyemalar 37
dergah-ı izzete iltica eden kurtuluyor. sual eden saillerin istekleri veriliyor. en adi bir zihayatın sesi işitiliyor ve haceti kabul ediliyor.

mektubat yirminci mektup 219
sultan-ı kainat birdir. herşeyin anahtarı onun yanında, herşeyin dizgini onun elindedir.

sözler yirmiüçüncü söz 285
iman, insanı insan eder; belki, insanı sultan eder. öyle ise, insanın vazife-i asliyesi iman ve duadır.

şualar dördüncü şua 76
bu kainatta görünen bütün güzellikler öyle bir güzelden geliyorki,bu mütemadiyen değişen ve tazelenen kainat,bütün mevcudatiyle ayinedarlık dilleriyle ,o güzelin cemalini tavsif ve tarif eder

mektubat yirmi ikinci mektup 267
gıybet odur ki, gıybet edilen adam hazır olsaydı ve işitseydi, kerahet edip darılacaktı. eğer doğru dese, zaten gıybettir. eğer yalan dese, hem gıybet, hem iftiradır; iki katlı çirkin bir günahtır.

sozler birinci soz 18
ey nefis! boyle ebleh olmamak istersen : Allah namina ver, Allah namina al, Allah namina basla, Allah namina isle, vesselam.

emirdağ lahikası 79
bu zamanda insanlar, ihsanını, muhtaçlara çok pahalı satarlar.

sözler lemeat 670
madde rikkat peyda ettikçe,hayat şiddet peyda eder.

lem'alar üçüncü lem'a 23
lillah, livechillah, lieclillah rızası dairesinde hareket ediniz. o vakit sizin ömrünüzün dakikaları, seneler hükmüne geçer.

mesnevi-i nuriye habbe 110
ahirette seni kurtaracak bir eserin olmadığı takdirde, fani dünyada bıraktığın eserlere de kıymet verme.

münazarat 73
büyük işlerde yalnız kusurları gören, cerbezelik ile aldanır veya aldatır.

sözler yirmi beşinci söz 335
sadaka nasıl mal ile olur. ilim ile dahi olur. kavl ile, fiil ile, nasihat ile de oluyor.

lem'alar yirmi altıncı lem'a 255
ölüm firak değil, visaldir, tebdil-i mekandır, baki bir meyveyi sünbül vermektir.

sözler yirmi birinci söz 248
biliyor musun vesvesen neye benzer? musibete benzer. ehemmiyet verdikçe şişer. ehemmiyet vermezsen söner.

lem'alar on yedinci lem'a 126
hırs, hasaret ve muvaffakiyetsizliğin sebebidir..

mektubat yirmi ikinci mektup 262
hırs, sebeb-i mahrumiyettir; tevekkül ve kanaat ise, vesile-i rahmettir.

sözler yirmi üçüncü söz 289
nihayetsiz hacat-ı insaniyeyi ihsan edecek, ancak nihayetsiz bir kudret ve muhit bir ilim sahibi olabilir. öyle ise, mabudiyete layık yalnız odur.

mektubat yirminci mektup 220
dehşet aldığın zaman, ibrahim hakkı gibi 'mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler' de, pencerelerden seyret, içlerine girme.

mektubat yirminci mektup 220
(Allah) , hem hakim'dir, hem rahim'dir. mülkünde istediği gibi tasarruf eder, çevirir.

şualar yirmi dokuzuncu lem'adan ikinci bab 651
mü'min olan bir insanın dünyanın kuruluşundan sonuna kadar uzanan manevi bir ömrü vardır.

şualar yirmi dokuzuncu lem'adan ikinci bab 652
ruhuna, vicdanına nokta-i istimdad ise ancak ahirete olan imandır.

şualar yirmi dokuzuncu lem'adan ikinci bab 652
ey insan! senin nokta-i istinadın, ancak ve ancak Allah'a olan imandır.

mektubat yirmi sekizinci mektup 346
bilerek zarara razı olana şefkat edip lehinde bakılmaz.

şualar yirmi dokuzuncu lem'adan ikinci bab 649
felsefe, herşeyi çirkin, korkunç gösteren siyah bir gözlüktür. iman ise, herşeyi güzel, ünsiyetli gösteren şeffaf, berrak, nurani bir gözlüktür.

sözler yirmi beşinci söz 364
size yeşil ağaçtan ateş çıkaran bir zat, çürümüş kemiğe hayat verebilir.

sözler yirmi birinci söz 248
şu vesvese öyle bir şeydir ki, cehil onu davet eder, ilim onu tardeder. tanımazsan gelir, tanısan gider.

sözler on birinci söz 117
insaniyetin cihazatı, hayvan gibi hayat-ı dünyeviyeyi kazanmak için verilmemiş.

sözler onuncu söz 54
zalim izzetinde, mazlum zilletinde kalıp buradan göçüp gidiyorlar. demek bir mahkeme-i kübraya bırakılıyor.

mesnevi-i nuriye şule 201
birşeyden uzak olan bir kimse, yakın olan adam kadar o şeyi göremez. ne kadar zeki olursa olsun.

sözler on üçüncü söz 133
dünyanın lezzetini, zevkini, saadetini, rahatını isterseniz; meşru dairedeki keyfe iktifa ediniz. o, keyfinize kafidir.

mesnevi-i nuriye zeylü'l hubab 93
bu latif, nazik masnuatı o kuru ağaçlardan ihraç eden kudrete hiç bir şey ağır gelmez.

sözler onuncu söz 55
bu meydan-ı imtihanda olanlar, başı boş değiller; saadet sarayları ve zindanlar onları bekliyorlar...

sözler otuz üçüncü söz 628
şu koca kainat sarayının bir ustası var. o usta onu bilir, görür, yapar, idare eder.

sözler yirmi dokuzuncu söz 478
cesed ruhun hanesi ve yuvasıdır, libası değildir.

emirdağ lahikası 42
cennet adamlar istediği gibi, cehennem de adam ister.

sözler on dokuzuncu söz 217
bilirsin ki: en ziyade insanı tahrik eden meraktır.

mektubat ikinci mektup 19
tevekkül, kanaat ve iktisad öyle bir hazine ve bir servettir ki, hiçbir şey ile değişilmez.

barla lahikası 144
lezzet-i hizmet-i imaniye her kederi unutturur

sözler yirmi dokuzuncu söz 490
cennet-cehennem, şecere-i hilkatten ebed tarafına uzanıp eğilerek giden dalın iki meyvesidir ve şu silsile-i kainatın iki neticesidir

lem'alar yirmi birinci lem'a 171
bir sene bu risaleleri ve bu dersleri anlayarak ve kabul ederek okuyan; bu zamanın mühim, hakikatlı bir alimi olabilir.

mektubat on beşinci mektup 62
zira, kur'an-ı hakim, her zaman kıyametin acaibini tehdit suretinde zikrediyor, "göreceksiniz" diyor.

mektubat yirmi dokuzuncu mektup 407
kanaat ve iktisad; maaştan ziyade sizin hayatınızı idame ve rızkınızı temin eder.

mektubat on altıncı mektup 65
en mühim, en lüzumlu, en selametli olan imana hizmet cihetini tercih ettim.

emirdağ lahikası 15
bu dünya fanidir. en büyük dava, baki olan alemi kazanmaktır. insanın i'tikadı sağlam olmazsa, davayı kaybeder.

mektubat on altıncı mektup 68
benim boynumda veya koynumda bir akrep bulunduğunu biri söylese veya gösterse; ondan darılmak değil, belki memnun olmak lazım gelir.

tarihçe-i hayat sekizinci kısım : ısparta hayatı 602
ecel birdir, tagayyür etmez... ölüm, bu alem-i fenadan alem-i bekaya ve alem-i nura gitmek için bir terhistir

mesnev-i nuriye hubab 80
insanın akıl ve fikir meydanı öyle bir vüs'attedir ki, ihatası mümkün değildir. ve o kadar dardır ki, iğneye mahal olamaz.

mektubat on altıncı mektup 68
kur'an yıldızlarına perde çekilmez. gözünü kapayan yalnız kendi görmez, başkasına gece yapamaz.

mektubat on altıncı mektup 71
ahireti bilen ve dünyanın hakikatını keşfeden; aklı varsa pişman olmaz, yeniden dünyaya dönüp uğraşmaz.

mektubat on altıncı mektup 404
kısa bir ömürde, az bir lezzet için; ebedi, daimi hayatını ve saadet-i ebediyesini berbad etmek, ehl-i aklın karı değil.

tarihçe-i hayat birinci kısım : ilk hayatı 119
nev-i beşere rahmet olan kur'an ancak umumun, laakal ekseriyetin saadetini tazammun eden bir medeniyeti kabul eder.

lem'alar yirmi altıncı lem'a 228
madem rahim bir halıkımız var; bizim için gurbet olamaz. madem o var, bizim için herşey var.

şualar on birinci şua 186
gençlik nimetine bir şükür olarak, o tatlı nimeti iffetle, istikamette sarf etmek lazım ve elzemdir.

işaratül-icaz ibadet ve tevhid bahsi 159
islamiyetin menşei, ilim; esası, akıldır.

mektubat yirmi ikinci mektup 267
gıybet, ehl-i adavet ve haset ve inadın en çok istimal ettikleri alçak bir silahtır.

şualar on birinci şua 210
(cenab-ı hak) , korktuğumuz en büyük şeylerden daha büyüktür.

mektubat yirmi ikinci mektup 263
eğer malı çok seversen, hırsla değil, belki kanaatle malı talep et, ta çok gelsin.

tarihçe-i hayat sekizinci kısım : ısparta hayatı 566
dinin şiddetle men ettiği şey, fitne ve anarşidir.

tarihçe-i hayat sekizinci kısım : ısparta hayatı 566
hakiki bir müslüman, samimi bir mü'min hiçbir zaman anarşiye ve bozgunculuğa taraftar olmaz. dinin şiddetle menettiği şey, fitne ve anarşidir.

kastamonu lahikası birden ihtar edilen bir mesele 56
bir adamın imanını kurtarmak ise, on mümini velayet derecesine çıkarmaktan daha mühim ve daha sevaplıdır.

sözler yirmi üçüncü söz 287
yağmur namazı ve duası bir ibadettir. yağmursuzluk, o ibadetin vaktidir; yoksa, o ibadet ve o dua, yağmuru getirmek için değildir. eğer sırf o niyet ile olsa, o dua, o ibadet halis olmadığından, kabule layık olmaz.

lem'alar yirmi beşinci lem'a 208
hastalık seni tam uyandırıncaya kadar sabra çalış.

hutbe-i şamiye yaşasın şeriat-ı ahmedi (a.s.m) 90
dünya için din feda olunmaz.

emirdağ lahikası yirmi yedinci mektubun lahikasının zeyli 77
dünyanın yüz bahçesi, fani olmak haysiyetiyle, ahiretin baki olan bir ağacına mukabil gelemez.

lem'alar yirmi altıncı lem'a 240
sinek, tavuktan san'atça ileri geçmezse de, geri de kalmaz.

tarihçe-i hayat birinci kısım : ilk hayatı 74
uyanmış, insaniyeti tatmış, müstakbele ve ebede namzet olmuş adam dinsiz yaşayamaz.

sözler dördüncü söz 27
namazda ruhun ve kalbin ve aklın büyük bir rahatı vardır. hem cisme de o kadar ağır bir iş değildir. hem namaz kılanın diğer dünyevi mübah amelleri, güzel bir nyet ile ibadet hükmünü alır.

şualar yedinci şua 148
çok kıymettar nimetlerin makbul fiyatları, başta bismillahirrahmanirrahim ve ahirinde elhamdülillah demektir.

sözler yirmi üçüncü söz 293
(insan) , öyle bir kerim'e misafir olmuş ki, nihayetsiz rahmet hazinelerini ona açmış

sözler on dördüncü söz 151
herbir bahar, birtek çiçek gibi, gayet muntazam ve mevzun olarak zeminin yüzüne bir cemil ve celil'in eliyle takılıp koparılıyor, konup kaldırılıyor.

asa-yı musa imani ve hakiki güzel mektuplar 237
hadiste vardır ki, "bir tek adam seninle imana gelse, sahra dolusu kırmızı koyundan daha hayırlıdır."

şualar on üçüncü şua 286
kader adalet ve hikmetle iş görür.

şualar on üçüncü şua 286
herşeyde bir güzellik ciheti var ve rahmetin bir cilvesi var.

mektubat yirminci mektup 219
Allah birdir. başka şeylere müracaat edip yorulma!

şualar on üçüncü şua 286
merak, musibeti ikileştirir, maddi musibeti kalbde de yerleştirmek için bir kök olur.

sözler onuncu söz 87
asıl söz ise kur'an'ındır. zira söz odur ve söz onundur. dinleyelim:

sözler yirmi beşinci söz 246
ey nefis! bil ki, dünkü gün senin elinden çıktı; yarın ise, senin elinde senet yok ki, ona maliksin.

lem'alar ikinci lem'a 16
hayat musibetlerle, hastalıklarla tasaffi eder, kemal bulur, kuvvet bulur, terakki eder, netice verir.

sözler yirmi beşinci söz 364
kabre girip uyandırılmamak üzere rahat yatamazsınız.

sözler on birinci söz 111
her cemal ve kemal sahibi, kendi cemal ve kemalini görmek ve göstermek ister.

şualar altıncı şua 486
her mü'minin namazı, onun bir nev'i mi'racı hükmündedir.

sözler yirmi üçüncü söz 297
diyebilirsin, "benim rabb-i rahimim, dünyayı bana bir hane yaptı; ay ve güneşi o haneme bir lamba ve baharı bir deste gül ve yazı bir sofra-i nimet ve hayvanı bana hizmetkar yaptı; ve nebatatı, o hanemin zinetli levazımatı yapmıştır."

mektubat yirmi dördüncü mektup 291
dua bir ibadettir. abd, kendi aczini ve fakrını dua ile ilan eder.

lem'alar yirmi beşinci lem'a 211
Allah'ı tanımayanın, dünya dolusu bela başında vardır. Allah'ı tanıyanın dünyası nurla ve manevi sürurla doludur

lem'alar on birinci lem'a 59
sünnet-i seniyyeyi bilen, katiyen anlar ki, edebin envaını, cenab-ı hak, habibinde cem etmiştir. onun sünnet-i seniyyesini terk eden, edebi terk eder.

lem'alar on birinci lem'a 59
resul-i ekrem aleyhissalatü vesselam ferman etmiş: "rabbim bana edebi güzel bir surette ihsan etmiş, edeplendirmiş."

sözler otuz üçüncü söz 628
şu koca kainat sarayının bir ustası var. o usta onu bilir, görür, yapar, idare eder.

mektubat yirmi dokuzuncu mektup 424
madem ölüm var, kabre girilecek, bu hayat gidiyor, baki bir hayat geliyor.

lem'alar yirmi altıncı lem'a 224
ruhumun hanesi olan cismimin de hergün bir taşı düşmekle yıpranıyor.

kastamonu lahikası küçük hüsrev ve feyzi'nin bir istihracıdır 143
islamiyet noktasında bu asır, gayet ehemmiyetli ve dehşetlidir.

sözler yirmi beşinci söz 383
bir elmayı bir adama hakiki rızık olarak vermek, bütün yeryüzünü bütün meyvelerle dolduran o zat verebilir.

sözler sekizinci söz 41
fenalığı kendinden, iyiliği Allah'tan bil

mesnevi-i nuriye habbe 101
bu menzilden ayrıldığın gibi, bu şehirden de çıkacaksın. ve keza, bu fani dünyadan da çıkacaksın. öyleyse, aziz olarak çıkmaya çalış. vücudunu mucidine feda et. mukabilinde büyük bir fiyat alacaksın.

lem'alar yirmi altıncı lem'a 256
iman dahi hayata hayat ve ruh oldukça, beka bulur hem baki meyveler verir.

lem'alar yirmi altıncı lem'a 255
gördüm ki: ömrüm koşarak gidiyor, ahirete yakınlaşmış.

emirdağ lahikası 141
cenab-ı hakk'a hadsiz şükür ederim ki; beni bana beğendirmemiş, dehşetli kusurlarımı bana göstermiş.