Translate

7 Haziran 2011 Salı

Yaşasın Kur’ân-ı Kerîmin Kanun-u Esasîleri

Bismillahirrahmanirrahim

Kırk beş sene evvel (Bu tarih 1954 senesine aittir.) Dinî Ceridelerde neşredilen Eski Said’in o dindar meb’uslara hitaben bir makalesidir.

Yaşasın Kur’ân-ı Kerîmin Kanun-u Esasîleri

26 Şubat 1324 (11 Mart 1909)
Dinî Ceride, No. 73

Ey Meb’usan! Uzunluğu ile beraber gayet mûcez bir tek cümle söyleyeceğim. Dikkat ediniz, zira itnâbında îcaz var. Şöyle ki:

Cumhuriyet ve demokrat mânâsındaki meşrutiyet ve kanun-u esasî denilen adalet ve meşveret ve kanunda cem-i kuvvet, bu unvan ile beraber, asıl mâlik-i hakikî ve sahib-i unvan-ı muhteşem olan (1),
ve müessir ve adâlet-i mahzâyı mutazammın bulunan (2),
ve nokta-i istinadımızı temin eden (3),
ve meşrutiyeti ve cumhuriyeti bir esas-ı metine istinad ettiren (4),
ve evham ve şükûk sahibini varta-i hayretten kurtaran (5),
ve istikbal ve âhiretimizi tekeffül eden (6),
ve menafi-i umumiye olan hukukullahı izinsiz tasarruftan sizi tahlis eden (7),
ve hayat ı milliyemizi muhafaza eden (8),
ve umum ezhanı manyetizmalandıran (9),
ve ecanibe karşı metanetimizi ve kemâlimizi ve mevcudiyetimizi gösteren (10),
ve sizi muahaze-i dünyeviye ve uhreviyeden kurtaran (11),
ve maksat ve neticede ittihâd-ı umumîyi tesis eden (12),
ve o ittihadın ruhu olan efkâr-ı âmmeyi tevlid eden (13),
ve çürük mesâvi-i medeniyeti hudud-u hürriyet ve medeniyetimize girmekten yasak eden (14),
ve bizi Avrupa dilenciliğinden kurtaran (15),
ve geri kaldığımız uzun mesafe-i terakkiyi sırr-ı i’câza binaen, bir zaman-ı kasırda tayyettiren (16),
ve Arap ve Turan ve İran ve Sâmileri, yani beraber olanları tevhid ederek az zaman içinde bize bir büyük kıymet verdiren (17),
ve şahs-ı mânevî-i hükûmeti Müslüman gösteren (18),
ve kanun-u esasînin ruhunu ve on birinci maddeyi muhafaza ile sizi hıns-ı yeminden kurtaran (19),
ve Avrupa’nın eski zann-ı fasidlerini tekzip eden (20),
Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmın hâtemü’l-Enbiya ve şeriatının ebedî olduğunu tasdik ettiren (21),
ve muharrib-i medeniyet olan ve anarşiliğe yol açan dinsizliğe karşı set çeken (22),
ve zulmet-i tebâyün-ü efkârı ve teşettüt-ü ârâyı safha-i nuranîsi ile ortadan kaldıran (23),
ve umum ulema ve vâizleri ittihad ve saadet-i millete ve icraat-ı hükûmeti, meşruta-i meşruaya hâdim eden (24),
ve adalet-i mahzâsı merhametli olduğundan anâsır-ı gayr-ı müslimeyi daha ziyade telif ve rapt eden (25),
ve en cebîn ve âmi adamı en cesur ve en has adam gibi hiss-i hakikî-i terakki ile ve fedakârlık ve hubb-u vatanla mütehassis eden (26),
ve hàdim-i medeniyet olan sefahet ve israfattan ve havayic-i gayr-ı zaruriyeden bizi halâs eden (27),
ve muhafaza-i âhiretle beraber imâr-ı dünya etmekle sa’ye neşat veren (28),
ve hayat-ı medeniye olan ahlâk-ı hasene ve hissiyat-ı ulviyenin düsturlarını öğreten (29),
ve her birinizi, ey meb’uslar, elli bin kişinin takazasını, yani haklarını sizden dâvâ etmelerini hakkınızda tebrie eden (30),
ve sizi icma-ı ümmete küçük bir misâl-i meşru gösteren (31),
ve hüsn-ü niyete binaen âmâlinizi ibadet gibi ettiren (32),
ve üç yüz milyon Müslümanın hayat-ı mâneviyesine suikast ve cinayetten sizi tahlis eden (33),
ol Kur’ân-ı mukaddesin düsturları unvanıyla gösterseniz ve hükümlerinize me’haz edinseniz ve düsturlarını tatbik etseniz, acaba bu kadar fevaid ile beraber ne gibi birşey kaybedeceksiniz? Vesselâm…

Yaşasın Kur’ân’ın Kanun-u Esasîleri!
(Divan-ı Harb-i Örfî)

Said Nursî

Hiç yorum yok: