Translate

23 Eylül 2011 Cuma

Amerika’nın cemiyeti Kur’an'ı arayacak

Bismillahirrahmanirrahim

Leyle-i Kadîrde ihtar edilen bir mesele-i mühimme

Evvelâ: Leyle-i Kadîrde kalbe gelen pek uzun ve geniş bir hakikate, pek kısaca bir işaret edeceğiz. Şöyle ki:

Nev-i beşer bu son Harb-i Umumînin eşedd-i zulüm ve istibdadıyla
ve merhametsiz tahribatıyla
ve bir düşmanın yüzünden yüzer masumu perişan etmesiyle
ve mağlûpların dehşetli meyusiyetleriyle
ve galiplerin dehşetli telâş ve hâkimiyetlerini muhafaza ve büyük tahribatlarını tamir edememelerinden gelen dehşetli vicdan azaplarıyla
ve dünya hayatının bütün bütün fâni ve muvakkat olması ve medeniyet fantaziyelerinin aldatıcı ve uyutucu olduğu umuma görünmesiyle
ve fıtrat-ı beşeriyedeki yüksek istidadatın
ve mahiyet-i insaniyesinin umumî bir surette dehşetli yaralanmasıyla edebperest hissiyat-ı bâkiye
ve fıtrî aşk-ı insaniyenin heyecan içinde uyanmasıyla
ve gaflet ve dalâletin, en sert ve sağır olan tabiatın, Kur’ân’ın elmas kılıcı altında parçalanmasıyla
ve gaflet ve dalâletin en boğucu, aldatıcı, en geniş perdesi olan siyasetin rû-yi zeminde pek çirkin, pek gaddârâne hakikî sureti görünmesiyle,

elbette ve elbette, hiçbir şüphe yok ki: Şimalde, garpta, Amerika’da emareleri göründüğüne binaen, nev-i beşer, mâşuk-u mecazîsi olan hayat-ı dünyeviye böyle çirkin ve geçici olmasından, fıtraten beşerin hakikî sevdiği ve aradığı hayat-ı bâkiyeyi bütün kuvvetiyle arayacak.

Ve elbette, hiç şüphe yok ki:
Bin üç yüz altmış senede, her asırda üç yüz elli milyon şakirdi bulunan
ve her hükmüne ve dâvâsına milyonlar ehl-i hakikat tasdik ile imza basan
ve her dakikada milyonlar hafızların kalbinde kudsiyet ile bulunup lisanlarıyla beşere ders veren
ve hiçbir kitapta emsali bulunmayan bir tarzda beşer için hayat-ı bâkiyeyi ve saadet-i ebediyeyi müjde veren
ve bütün beşerin yaralarını tedavi eden Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyanın şiddetli, kuvvetli ve tekrarlı binler âyâtıyla, belki sarihan ve işareten on binler defa dâvâ edip haber veren
ve sarsılmaz, kat’î delillerle, şüphe getirmez hadsiz hüccetlerle hayat-ı bâkiyeyi kat’iyetle müjde ve saadet-i ebediyeyi ders vermesi; elbette nev-i beşer bütün bütün aklını kaybetmezse, maddî veya mânevî bir kıyamet başlarında kopmazsa, İsveç, Norveç, Finlandiya ve İngiltere’nin Kur’ân’ın kabulüne çalışan meşhur hatipleri ve Amerika’nın din-i hakkı arayan çok ehemmiyetli cemiyeti gibi rû-yi zeminin kıt’aları ve hükûmetleri Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyanı arayacaklar ve hakikatlerini anladıktan sonra bütün ruh u canlarıyla sarılacaklar.

Çünkü bu hakikat noktasında, kat’iyen Kur’ân’ın misli yoktur ve olamaz ve hiçbir şey bu mu’cize-i ekberin yerini tutamaz. (Sikke-i Tasdik-i Gaybi)

Bediüzzaman Said Nursi

Hiç yorum yok: